CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu (13 Nisan 2021)

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuşma yaptı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Ne oldu 128 milyar dolara?

“Erdoğan önce ‘kasada duruyor’ sonra ‘pandemide kullandık’ dedi. Hepsi palavra. Sıkışınca yalan söylüyorlar! Vurgunu kim vurdu? Milyarları kim götürdü?

13.264.000 emekli, dul ve yetim, aylık geliri 1.192 lira olan 9.080.521 yurttaş, 10.219.000 işsiz, 2.083.000 çiftçi, 1.950.000 esnaf, 1.000.000’a yakın apartman görevlisi adına soruyorum.

128 milyar doları, 83 milyon nüfusa bölersek kişi başına 12 bin 336, aile başına 61 bin 680 Türk Lirası düşüyor. Bu paranın nereye gittiğini sormak, inanç sahibi olan, Allaha inanan her namuslu vatandaşın görevidir.

128 milyar dolarla ne yapılırdı?

  1. 10 milyon işsizimize 1 yıl boyunca her ay 3’er bin lira verilirdi!
  2. 1.300.000 esnafın, 13 milyar liralık kredi borcu faiziyle sıfırlanırdı!
  3. Tüm çiftçilerimizin kredi borcu ödenirdi!
  4. 1 yıl boyunca 1.600.000 yoksul yurttaşın doğalgaz faturası ödenirdi!
  5. 50 milyon vatandaşımız 2 doz Biontech aşısı olabilirdi!
  6. EBA’ya erişemeyen 4 milyon çocuğumuza bilgisayar ve tablet alınırdı!
  7. Sadece 3 ay biner lira verilen 26 bin müzisyene, bir yıl süreyle her ay 3 bin lira verilirdi!

Niye bana soru soruyorsunuz diyor. Kardeşim, ‘Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim, ben” dedin. Tek adam hükümeti demiyor musunuz? E peki, şahsın hükûmetinde soruyu kime soracağız? Sana soracağız!

Vay kardeşim hakaretmiş. Sorduk cevap vermedi. Biz de billboard kiraladık. Efendim neymiş, ‘128 milyar dolar nerede?’ diye sormak ‘Cumhurbaşkanına hakaretmiş!’ Soru sormak ne zamandan beri hakaret oldu?

Dua edelim, ‘128 milyar dolar nerede?’ dediğimiz için bizi ‘darbecilikle’ suçlamadı. Yarın suçlar! Bu kadar pişkin, halktan kopuk, para sevdalısı, yandaşını zengin eden dünyada başka bir iktidar görülmedi.

Bir darbe dönemi yaşıyoruz. Erdoğan, ‘Bana soru bile soramazsınız’ diyor! Bu 20 Temmuz sivil darbesinin kanıtıdır. Kibre bak. Kimsin sen? Ben soracağım, sen de bal gibi cevap vereceksin!

Yüce Yaradan, ‘Kul hakkıyla karşıma gelmeyin’ diyorsa, 128 milyar doların hesabını vereceksin! Eğer hesabını veremiyorsan,
sandığı getir! Korkma, namusunla git bari.

Ağrıma gidiyor, kul hakkı en büyük günahtır. Milletin hakkını, hukukunu koruması gerekirken, hakkını hukukunu pazarlayan, sorular karşısında ezilip büzülen, cevap veremeyen ama böbürlenen ve kibirlenen bir yapıyla karşı karşıyayız.

Mahkeme kararı beklemeden pankartımızı derhal indirenler işsizlere aynı hızda iş buluyor mu? Aynı hızla yoksulların derdine çare oluyor mu? Patateslerin, soğanların depoda çürümesini engelliyor mu?

Pandemi nasıl yönetilir?

“Norveç’te 10 kişiden fazla insanın bir araya gelmesi yasaklandı. Ama Başbakan 13 kişiyle doğum gününü kutladı. Bir polis memuru da Başbakanı’na para cezası kesti. İşte devlet budur! Buyurun bir de Türkiye’ye bakalım: Lebâleb kongre yaptılar. İçişleri Bakanı, ‘Gidin ceza yazın’ diyebilir mi?

İçişleri Bakanı Erdoğan’a mı ceza kesecek? Kural vatandaş için var, saray için yok! Eğer böbürlenme ve kibir bir insanın ruhuna işlemişse, sonu felaket olur.

Kibrinden dolayı sadece 401 sağlıkçımızı kaybettik. Hayatını kaybedenlerin sayısı da vaka sayıları da giderek artıyor. Kim bu memleketi felakete sürüklüyor? Sorumlu kim? Lebalep Kongreleri yapanlar; yani Erdoğan!

“İnsanlar ölüyor, Bilim Kurulu ne yapıyor? İradeleri bir kişinin ipoteği altında! Bilime yakışır mı? Bilim insanına yakışır mı?

Sağlık Bakanı ‘Vakaların artmasının sebebi 83 milyondur. Hepimiz sorumluyuz.’ dedi. Vatandaşı suçlamaya başladığınız an, ‘insan hayatı üzerinden siyaset yapıyorsunuz’ demektir.

Sağlık Bakanı’na çağrımdır. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, her gün bir Soma faciası yaşıyoruz. Muhtarlara, apartman görevlilerine, öğretmene derhal aşı yapın!

Amirallerin bildirisi

Montrö Sözleşmesi’nden rahatsız olan emekli amirallerin iradesi dışında metninde değişiklikler yapıldı. Açıklama iradeleri
dışında gece yarısı yayımlandı. Saray, buradan bir darbe iması çıkarmak istedi.

Saray’daki döndü, ‘Bak işte arkasında CHP var’ dedi. Ne oldu? Devlet senin elinde! İstihbarat, polis, jandarma senin elinde!
Kalktın; utanmadan, sıkılmadan beni suçladın.

Türkiye yönetilmiyor!

Devlet o kadar dejenere ki, 11 Nisan’da Erdoğan, ‘Çiftçiden 1 milyon 250 bin ton patates alacağız’ dedi. Aynı gün Tarım Bakanı ‘300 bin ton patates olduğunu’ açıkladı. Nasıl bu kadar desteksiz atabiliyorlar? Akıl, mantık, her şey kayboldu. İnsan
gerçekten üzülüyor.

Kompoze gübre geçen yıl 100 liraydı. Şu anda 150 TL. Altı ayda yüzde 50 zamlandı. Dap gübre 130 liradan, 250 liraya çıktı; yüzde 90 artış yaşandı. Çiftçi gübreyi nasıl alacak?

“Çiftçinin hakkına ve hukukuna sahip çıkmayan bir siyasi iktidar, ‘Aya sert iniş yapacağız’ diyordu. Aya sert iniş yapacaklar vatandaşa patates, soğan dağıtıyor şimdi.”

Balıkçıların büyük sorunları var. Grup başkanvekillerimin oluşturacağı bir ekip Hopa’dan İskenderun’a kadar bütün kıyı
boylarını gezecekler. Balıkçılarla oturup konuşacaklar, dertlerini dinleyecekler. Sorunlarını da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıyacağız.

Polis kardeşlerim çağrım size! En tepede olan kişi ‘3600 ek gösterge vereceğiz’ dedi. Oy almak için bir insan yalan söyler mi? Hiç endişelenmeyin! Allah’ın izniyle iktidar olacağız, o 3600 göstergeyi vereceğiz.

Türkiye bir alev topu gibi. Bir esnaf, ‘Hükümet her şeyi eline, yüzüne bulaştırdı. Resmi enflasyonla bizim enflasyonumuz
arasında dağlar kadar fark var. Boğazımıza bir ip bağladılar, bir o tarafa, bir bu tarafa çekiyorlar. Üç gün kapat, beş gün aç. Nasıl lebâleb kongre yaptılarsa, bu işlerin çözümünü de bulmaları lazım.’ diyor.

Pandemiyi bütün Türkiye’ye yaydılar. Onlar, saraylarında oturuyorlar. İnsanlar ölmüş, umurlarında bile değil.

Onlar devletin itibarını sıfırladılar, biz devletimizin itibarını yücelteceğiz. Kuruyemiş satan MHP’li bir kardeşimiz, ‘Hayat çok pahalı. Bir an önce erken seçim bekliyoruz” diyor. Sandık gelecek mi? Korkudan getiremiyorlar ama eninde, sonunda bu sandık gelecek ve milleti perişan edene sandıkta demokrasi dersi vereceğiz.

Biz vatanımızı, bayrağımızı, ülkemizi, insanımızı seviyoruz. Yan gelip yatmıyoruz. Saraydan medet ummuyoruz. Birilerinden
avanta almıyoruz. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Çünkü biz halkın partisiyiz.

Hani ‘CHP çalışamıyor.’ diyorlar ya, Cumhuriyet Halk Partisi’nin çalıştığı kadar hiç kimse çalışmıyor. Halkın nabzını tutuyoruz. Aldığımız aylığı hak etmeye çalışıyoruz. Yan gelip yatmıyoruz. Çünkü biz yandaşlar için değil, vatandaşlar için çalışıyoruz.

Belediye başkanlarımız ihtiyaç sahibi olan herkese yardım götürdüler. 11 milyon 700 bin vatandaşımıza gıda, maske, dezenfektan, tablet, burs ve nakit yardımı yapıldı.”

Exit mobile version