Kızılderililer Türk mü, kökeni ne? Kızılderililer ve Türkler arasındaki benzerlik ve ortak özellikler neler? Kızılderili katliamı ve soykırım tarihi

Kuzey Amerika kıtasının yerlileri olarak bilinen Kızılderililer Türk mü? Kızılderililerin kökeni nereye dayanıyor? İşte Kızılderililer ile Türkler arasındaki benzerlikler ve Kızılderililerin tarihte uğradığı soykırıma ilişkin ayrıntılar...

featured

Kızılderililer Türk mü? Kızılderililer ve Türkler arasındaki benzerlikler nelerdir? Kızılderili Türkçe ortak kelimeler hangileridir? Kızılderili katliamı ve soykırımı nasıl oldu? İşte detaylar…

Kristof Kolomb’un 1492 yılında Hindistan sandığı yere ilk ulaştığı nokta olan Karayipler’in (hala Batı Hint Adaları West Indies olarak da bilinir) yerli halklarından Taynoların vücutlarını Bixa orellana tohumuyla boyamasından kaynaklı olarak bu halklara İspanyolca Piel Roja adlandırması yapılmıştır. İngilizce’ye de buradan geçerek İngilizce Kızılderili için Redskin (kızıl deri) adı verilmiştir.

KIZILDERİLİ VE TÜRKLER

İnsanların Amerika kıtasına ne zaman ulaştığı, antropologların kafasını uzun zamandır kurcalayan bir soru. Oregon Üniversitesi’nden Dr. Dennis Jenkins’in bulduğu fosilleşmiş insan dışkıları (koprolit), 14.300 yıl öncesine işaret ediyor ve bu da şimdilik bilim dünyasının elindeki en güvenilir kanıt olarak gösteriliyor.

Dennis L. Jenkins

Fakat bu göçün tek seferde gerçekleşmediği de biliniyor, yani Asyalı atalarımız, binlerce yıl boyunca çeşitli yollarla Amerika kıtasına yerleşmişler. Eldeki en eski kanıtlar, biraz bulanık olsalar da 40.000 yıl öncesine kadar gidiyor. Bu göçün nasıl gerçekleştiği ise, deniz yoluyla mı yoksa buzul çağında donan meşhur Bering Boğazı üzerinden yürüyerek mi, hâlâ net değil. Teoriler, birden fazla olasılığa işaret ediyor.

Şimdiye kadar, bu yolu geçen atalarımızın genetik kökeninin Kuzeydoğu Asya olduğu düşünülüyordu. Max Planck Enstitüsü Arkeogenetik Bölümü’nden araştırmacılara ait, 20 Mayıs’ta yayımlanan yeni bir akademik çalışma ise, Güney Sibirya’daki Baykal Gölü’nün yakınlarında bulunan 14.000 yaşındaki bir DNA örneği üzerinden, Amerika yerlileri ile Orta Asya göçmenleri arasındaki en eski genetik bağlantıyı ortaya çıkardı.

Güney Sibirya’ya ait bu örnek ile birlikte, Kuzeydoğu Sibirya’dan başka bir örnek, Amerika yerlilerinde tespit edilen Eski Kuzey Avrasya ve Kuzeydoğu Asya kökenleri ile aynı genetik özelliklere sahip. Bu sonuç, Kızılderililerin kökenini çok daha geniş bir coğrafyaya yayarak, tahmin edilenden daha geniş bir bölgeden geldiklerine işaret ediyor. Fakat, Sibirya’nın farklı bölgelerinden bu insan gruplarının, ne zaman ve nasıl birbirine karıştığı, henüz bilinmiyor. Araştırmacılar, özellikle Taş Devri’nden Tunç Çağı’na geçişte, karmaşık kültürel etkileşimlerin ve buna bağlı olarak göç yollarındaki hareketliliğin üzerinde duruyor.

Kısaca, Kuzey ve Güney Amerika kıtası yerlileri, yani Kızılderililer, kısmen de olsa, Orta Asya’nın Taş Devri sakinleri ile akraba diyebiliriz. Kısmen diyoruz, çünkü genetik çeşitlilik genelde tek bir kaynağa işaret etmiyor. Örneğin, Brezilya’daki Amazon ormanlarında yaşayan Surui kabilesi sakinlerinin bile, eser miktarda da olsa, Avusturalasya genetiği taşıdığı tespit edilmiş.

KIZILDERİLİLER TÜRK MÜ?

2-4 Temmuz 1999 tarihleri arasında Denizli’de yapılan “Yedinci Türk Dünyası Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’na katılan Onayda Kızılderili Kabilesi Reisi ve Amerika Yerlileri Sosyal İşler Daire Başkanı M. Franklin Keel’in konuşması kurultaya katılan delegeler üzerinde derin tesirler bıraktı. Kızılderililer hakkında geniş bilgi veren Keel, Kızılderililerin (atalarının) Baykal Gölü ve Yenisey-Tuva bölgelerinden Amerika kıtasına, Alaska üzerinden göç ettiklerini ifade etti.

Franklin Keel

Kızılderililer ile Türklerin DNA testlerinin aynı olduğunu ve ayrıca “Y” kromozomu üzerindeki bir bölgenin sadece yeryüzünde Türkler ile Kızılderililer’de bulunduğunu söyledi.

Kızılderililerin konuştukları dillerdeki kelime benzerlikleri olduğu gibi, halı, kilim ve el işlerindeki desenlerin aynı olduğunu, örf, âdet ve geleneklerde de çok büyük benzerlik olduğunu ifade etmiştir.

Arizona’nın Monumet Vadisi’nde iki Navaho kadını halı dokuyor

KIZILDERİLİLERİN KÖKENİ HANGİ MİLLETTEN GELİYOR?

Buzul Çağı’nın en şiddetli döneminde, M.Ö 34.000 – M.Ö 30.000 yıllarında, dünyadaki suyun önemli bir bölümü büyük kıtasal buz katmanları halindeydi. Bunun sonucunda, Bering Denizi bugünkü düzeyinden yüzlerce metre daha aşağıdaydı ve Asya ile Kuzey Amerika arasında, Beringia denilen bir kara köprüsü oluştu. İşte ilk Kızılderililerin, Asya’dan Amerika kıtasına göçleri bu kara köprüsü sayesinde olmuştur.

Beringia

Franklin Keel kurultayda şu konuşmayı yapmıştı:

DNA testlerinde Kızılderililerin Türk asıllı olduklarının anlaşıldığını, ben Türk kurultayına katılarak ve Türkiye’de bulunmak suretiyle daha iyi hissettim. Biz Kızılderililer Türk olmaktan çok mutluyuz.

Amerika’da bir çok bölgede yer isimleri Türkçe olduğuna dair bazı bilgiler vardır. Ama bu konu, derinlemesine araştırılmadı. Türk Dünyası kurultayına katılmaktan çok mutluyum. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan Türkler, bu kurultayda toplanmışlardır. Kurultayı çok güzel buldum.

Burada çok değişik topluluklar temsil ediliyor. Kültür alışverişinde bulunuyorlar. Kültür çok önemli bir faktör. Türk insanında tespit ettiğim en büyük hazinenin, kalplerinin zenginliği olduğunu gördüm. Dostlukların samimiyeti ve derinliği, bu samimiyet ve derinlik biz Kızılderililerde de aynen böyledir.

Yakut Türkleri ile tanışma fırsatım oldu. Çok nazik ve kibar insanlardı. Tıpkı benim kuzenlerim gibi gözüküyorlardı. Benzerlikler çok fazla.

Bozkurt, biz Kızılderililerde de semboldür. Hatta Kızılderililerde Bozkurt isimli kabile vardır. Eğer buraya Amerika’daki Kızılderililerden daha çok getirmek kısmet olsaydı, onlar da sizinle görüşmekten çok çok mutlu olacaklardı, tıpkı benim gibi. Gidince Türk asıllı insanlarda gördüğüm, bizimle aynı olan özellikleri kabileme anlatacağım.”

New York Times’ın (Bilim) ekinde Amerika’ya ilk ayak basanlar haritasında, ilk gelenlerin Türkler olduğu gösterilmektedir.

Yine Kızılderililerin aslının nereden geldiğine dair 40 yıl araştırma yapan Ethel Stewart, belgelerle Kızılderililerin Türk soyundan geldiğini ispatlamıştır. Kızılderililerin büyük bir çoğunluğu ise Uygur ve Nayman Türkleri ile diğer Türk kabileleridir.

Dakota Eyaleti’nde sergilenen Kızılderili kıyafetindeki Ay ve Yıldız

kızılderili ve türkçe ortak kelimeler

Dil bakımından benzerliğe gelince, bu insanların ayrı ayrı kıtalarda yaşamalarına rağmen aynı dili konuştuklarını belirten Stanford Üniversitesinden Joseph Greenberg, 12 bin yıl önce Amerika’ya yapılan başka bir göç dalgası ile gelen Kızılderili olarak adlandırılan bu insanların daha sonra Güneye doğru göç ederek, bugünkü Orta ve Güney Amerika topraklarına geçtiklerini kaydediyor.

Toplam 600 lehçeden oluşan Kızılderili lehçelerinin ortak büyük kütlesi Atabaşkan Kızılderililerinin dili. Bu dil Altay dillerinden. Fransız dil bilimci Dumesnil, Kızılderili dillerinde Türkçe’ye benzer 320 kelime tespit etmiştir.

Kızılderililer ve Türkler kitabının yazarı Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan ise araştırmaları sonucunda bu kelimelere 110 tane daha eklemiştir. Prof. Dr. Mecit Doğru ise İstanbul’da bir Türkoloji kongresinde 60’dan fazla yer isminin benzerliğine dikkat çekmiştir.

Türkler ve Kızılderililer : Ord. Prof. Dr Reha Oğuz Türkkan

Daha ilginç olanı ise çift kelimelerin hem anlam hem de söyleniş bakımından gösterdiği benzerliklerdir. Mesela Arizona’daki bir beldenin Kızılderililerden kalma adı “Hava-Su”. Hem anlam söylenişi aynı hem de “Hava/gök ve su” anlamına gelmekte.

Peru’da da “su” kelimesi oldukça yaygındır. Kolla Suyo, Kondu Suyu, Ande Suyu gibi. İnka’ların Akkapanası biz de ak-kapı anlamındadır.

Prof.Dr. Reha Oğuz Türkkan’ın kendi gözüne çarpan benzerliklerinden biri Meksika’da kaldığı bir mahallenin adı olan “Çapultepek” anlamı ise “Çapulcu Tepesi” manasına gelmektedir. Yine bunun gibi “Tepe Huan” da “Tepenin Hanı” anlamına gelmektedir.

Bu tip çift kelimelerin benzerliği oldukça önemlidir. Zira İsveçli Lenguist Prof. Swadesh, çift kelimelerin benzemesi halinde tesadüf ihtimalinin sadece birkaç milyonda bir olduğunu belirtmiştir.

Kızılderili dilleri ile Türkçe arasında benzerlik bulunan bazı kelimeler şu şekildedir:

Kin – KünGöktürklerde gün, güneş

Hataa/AteaAta

KanKağan

Uta/Uya/UtaraUtağ

ÇinampasÇiçek

Kuç Göç

KayukaKayık

İt-zcu-intli İt,pek

HkazKezmek (Gezmek)

KuşkuşKuş

ToosToz

YangiYengi, Yeni

KazyunKayın (Akraba)

TeDe (ek)

Kuççi/KiçeeçKiçi/Küçük

Raş/NaşYaş

Yaşıl Yeşil

KirKir

ÇakiraÇakır

TanoTamu (Cehennem)

Tepe/Tepek Tepeğ (Tepe)

Bire/PireBir

İg/İkİki

BasBeş

Yax-Çıran Yılan

YokutYakut

Aş-köz – Aş, Yemek

YanundaYanında

Atış-ka Ateş

TüreTüre, Töre

KhapaoKaba

KaşaKış

Tu/ToSu

HuSelam (Anadolu’da derviş selamı)

TeteDede

Maya – Kızılderili – Türk Benzerlikleri

Hitit güneşi olarak bilinen semboldeki TENGRİ (yani evrenin her yerindeki tanrı, yaratan) ile Maya ve Aztek (güney ve kuzey Amerika yerli halkları) tanrısı Quetzalcoatl (kutsal katlı, Tengri ile aynı anlamdaki kelime) sembolü ve adının bu kadar benzer olması oldukça dikkat çekicidir.

Chac: Çak (Mayaların yıldırım tanrısıdır. Dilimizde hala ”Şimşek çaktı” şeklinde kullanırız.)

Xiuhtecuhtl : Mayalarda ateş ve zaman tanrısı, çifte göreve sahip olduğundan ”Çifte kutlu” olarak okunmaktadır.

Tezcatlipoca : Rüzgar tanrısı. Tezkatlıbora olarak okunur.

Xochiqutzal : Çiçek ve güzellik tanrısı. Çokkutsal olarak okunur.

Ayrıca yine Amerika Kızılderili dilindeki bazı kelimeler Türkçe ile neredeyse aynıdır.

Yat-kı : yatılan ev

Tamazkal : hamam, temiz kalmak

T-sün : uzun

Missigi : Mısır

Ata-Hualpa : Son Maya kralının adı

Kalakmul, Uaxactun, Kopan : Maya şehir isimleri.

KIZILDERİLİ KATLİAMI – KIZILDERİLİ SOYKIRIMI

Kristof Kolomb, Hindistan’a varmak üzere çıktığı deniz yolculuğunda Amerika’ya ayak basınca burasını Hindistan sanmış, yerli halka “Hintliler” adını vermişti. Bu yüzden Kızılderililere bugünkü Amerikalılar da “Indian” (Hintli) denilir.

Avrupalılar kıtaya ayak bastığında yaklaşık 4.2 milyon, Güney Amerika’da ise 10 milyon yerli Kızılderili vardı. Bu noktadan sonra nüfus hızla azalmaya başlamıştır. Çeşitli, katliamlar, bulaşıcı hastalıklar ile Kızılderililer nüfus olarak azalmıştır ve topraklarını kaybetmiştir.

Kızılderili topluluğunun ayrı dilleri olsa da genel olarak hepsi, bir şey anlatmak için kelime ya da cümle değil, tek tek kelimelerin birleştirilmesiyle türetilen bileşik kelimeler kullanırlar. Meselâ “o kadın çizgili bir elbise giyiyordu” cümlesine “kadın – çizgi – elbise” denilmektedir.

Amerika’nın keşfi ve sonrasında beyazların buraya yerleşmeleri sırasında Kızılderililerin birçoğu ölmüştür. Yalnız, hayat şartları gittikçe düzeldiğinden sayıları yine de artmaktadır. Kuzey Amerika’daki Kızılderililer, ABD hükümeti tarafından ABD vatandaşı olarak kabul edilmektedirler.

Kızılderililer, Maya, Inka, Aztek devletleri gibi gelişmiş devletler kurmuşlar, kendilerine öz medeniyetler yaratmışlardır. Meselâ XV. yüzyılın son yıllarında şimdiki Meksika’daki Aztek İmparatorluğu’nun nüfusu o zamanki İngiltere’nin nüfusundan fazlaydı.

Kızılderililer, İspanyollar ve Anglo-Saksonlar tarafından Kuzey ve Güney Amerika’da sistemli şekilde hayvan avlanır gibi imha edilmişler, birçok ırkları ortadan kaldırılmıştır. Komançi ve Siyu gibi ünlü ırklar bunların arasındadır.

Melez Kızılderililer, tamamen İspanyollaşmıştır; İspanyolca konuşurlar, Katolik’tirler. Safkan olanlar arasında da Hristiyanlık ve Batı dilleri yayılmaktadır. Şu anda kızıl derililerden 210 kabile, Brezilya’nın Yağmur Ormanları’nda yaşamaktadır.

Tarihe Kızılderili Soykırımları olarak geçen vaka, Amerika’nın keşfinin ardından, kıtaya ulaşan Beyaz Avrupalıların ve Amerikalıların bu kıtada yaşayan yerli halk, Kızılderililere karşı uyguladığı soykırımlardır.

Indian Genocide, Amerikan Genocide, Native Amerikan Genocide gibi isimlerle de adlandırılan bu soykırımlar, 1492’de başlayıp yaklaşık 500 yıl boyunca devam etmiştir. Kızılderililere uygulanan soykırımlar, bilinçli bir şekilde ve çeşitli yollarla uygulanmıştır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir