İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürkan Ergin, Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi ve Kültür Merkezi’nde (TESAK) gerçekleştirilen “Bilim Kurgu Sinemasının Tarihi” isimli söyleşide şu ana kadar çekilen en başarılı, en iyi bilim kurgu filminin Stanley Kubrick yönetmenliğindeki “2001 Uzay Yolu Macerası” olduğunu söyledi.
TESAK “Kütüphanede Sinema” söyleşileri kapsamında düzenlenen etkinlikte Gürkan Ergin, bilim kurgu sinemasının gelişimini, alt metinlerini ve sinemaya getirdiği teknik yenilikleri tarihsel çerçevede ele aldı.

Bilim kurgu sinemasının kökeni
Sinemanın endüstriyel devrimler (buhar gücü, elektrik, röntgen ışınları vb.) sonucu insan hayatına giriş yaptığını söyleyen Gürkan Ergin, ilk bilim kurgu filmlerinin sessiz ve komediye yönelik olduğunu ifade etti. Bu dönem filmlerindeki bilim insanlarına da değinen Ergin, sözlerine şöyle devam etti:
“Bilim insanlarının iksir ve karışımlarla canavara dönüştüğü temalar ağırlıktadır. 1980’den sonra değişme görülür. Başlangıçta komik temalarla işlenen bilim insanları daha sonra sorgulayıcı ve şüpheci olarak karşımıza çıkar. Bu arada bugünün modern bilim kurgusundaki şehir tasarımında Metropolis (1926) filminin etkisi açıkça görülmektedir. Modern şehrin günümüz bilim kurgu filmlerinde halen kullanılan imajını bu film yaratmıştır.”
Altın çağ: 1950’ler
“1950’ler bilim kurgunun altın çağı olarak geçer. Bu dönemdeki filmlerde dünyaya daha mutlu ve olumlu bakış açısı vardır. Dönemin filmlerindeki ana tema ‘Komünizm propagandası’ ve ‘Rus tehdidi’ ile ilişkilendirilmiştir. 1950’lerde sağ kanat politikalarının ağırlıkta olduğu bir ABD var. Bu nedenle uzay istilası Rus istilasını anlatır. Çoğu filmde Rus istilasının tek tip, arzu ve isteklerden uzak insanlar yaratacağı iddiası işlenmiştir.
Bu dönemdeki filmlerde bilim insanları artık sadece laboratuvarda çalışan değil, sahaya inen aksiyoncu kahramana dönüşmüştür. Bilim kadınları da bağımsız karakter olarak sahaya inse de sonunda erkeğe muhtaç olarak gösterilmiştir.”

1960-1980 dönemi bilim kurgu sineması
1969’da aya iniş ile filmlerde çıkış yaşandığını söyleyen Gürkan Ergin, 1970’lerdeki petrol krizi, Watergate skandalı, Vietnam savaşı nedeniyle film temalarında karamsarlık göründüğünü belirtti. Distopik filmlerin temellerinin bu dönemde atıldığına dikkat çeken Ergin, uzay istilasından ziyade dünyadaki öykülerin ağırlık kazandığına dikkat çekip sözlerine şöyle devam etti:
“1960-1980 arasındaki dönemde üretilen filmler, 1950’lerdeki kadar yoğun değildir. İnandırıcılığı sağlaması gereken efektlerin büyük bütçeler gerektirmesi bilim kurgu filmlerinde azalmaya neden olmuş ve farklı türlere kayma görülmüştür. Böylece bağımsız büyük stüdyoların büyümesi gerçekleşmiştir.”
“En iyi bilim kurgu filmi 2001 Uzay Yolu Macerası (1968)”
Şu ana kadarki en başarılı bilim kurgu filminin Stanley Kubrick yönetmenliğindeki 2001 Uzay Yolu Macerası olduğunu savunan Ergin, filmle ilgili görüşlerini şöyle aktardı:
“Bu film, klasik Hollywood sinemasına aykırı özellikleri nedeniyle karışık tepkiler almıştır. Bu nedenle gösterime girdiği dönemden yaklaşık 10 sene sonra fırtına koparmıştır. Yayınlandığı dönemde önemi bu kadar anlaşılamamıştır. İnsanın kozmosla olan ilişkisini ve geleceğini anlatan film, doğrudan evrim kuramını destekler. Tanrıya yer verilmemiştir filmde. Yönetmen ‘soğuk bir uzay, sessizlik ve ağır işleyen zaman’ sunarak görselliği ön planda tutmuştur. Diyalog süresi 40 dakikadır. Şu ana kadar yapılmış filmler arasında bu filmdeki başarıya en çok yaklaşan film 2014 yılında çekilen Interstellar (Yıldızlararası) olmuştur.”

Blockbuster Dönemi (1980)
Gürkan Ergin, Blockbuster dönemi hakkında ise şunları söyledi:
“Büyük bütçeli, nispeten basit öykü ve senaryoya sahip, özel efektleri bolca kullanan, şiddetin yumuşatıldığı aksiyon bilimkurgu filmleridir. Bunlar sinema endüstrisine ‘çocuksuluk’ ve ‘gelişmemişlik’ aşılamakla sağlanmıştır.
Günümüzde ve bundan sonraki bilim kurgu filmlerinde ucuz bütçeli bağımsız filmlerin artacağını öne süren Yrd. Doç. Dr. Gürkan Ergin konuşmasının sonunda şunları ifade etti:
“Bu türdeki filmlerde fantastik öğeler ağır basarsa aksiyona dönüşür. Bilim kurgu filmlerinde işleniş kötü olabilir ancak fikirler her zaman önemlidir. Bilim kurgu her insanın duyduğu ama fark etmediği ‘Biz kimiz?’, ‘İnsanlık nereye gidecek?’ gibi sorularla insanı düşündürür ve sorgulatır. Bu açıdan bilim kurgu filmleri her zaman güncelliğini koruyacaktır. Ama postmodern dünyada ne türde karşımıza çıkacağını bilemeyiz.”