İçişleri Bakanlığı, İBB’nin, pandeminin başlangıç döneminde yaptığı 15 bin litrelik dezenfektan alımı ihalesinde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla, Başkan Ekrem İmamoğlu hakkında, ön inceleme başlatmıştı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisine 30 Nisan’da tebliğ edilen yazıya, 3 Mayıs’ta yanıt verdi. İmamoğlu, ön inceleme soruşturmasını yürüten müfettişlere yolladığı savunma dilekçesinde, belediye başkanı olarak “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu”, “Kamu İhale Kanunu” ve ‘Belediye Kanunu”nun ilgili maddeleri uyarınca, “harcama ve ihale yetkilisi’ sıfatlarının bulunmadığını belirtti. İmamoğlu, dilekçesinde, Danıştay 1’nci Dairesi’nin benzer bir konuda, bir belediye başkanı hakkında verilen soruşturma izni kararına karşı yapılan itirazı kabul ettiğinin de altını çizdi..
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, “Kamu İhale Kanun’unun 21. Maddesi’nde belirtilen ‘pazarlık usulü’ ile 19 Mart 2020 tarihinde gerçekleştirilen ve ‘15.000 Litre Dezenfektan Alımı’ ihalesinde usulsüzlük içeren işlemler yapılarak kamu zararına sebebiyet verildiği” iddiası üzerine ön inceleme başlatıldı. Başkan İmamoğlu, kendisine 30 Nisan 2021’de tebliğ edilen ön inceleme soruşturmasını yürüten müfettişlere, savunmasını, 3 Mayıs 2021’de ulaştırdı.
“Belediye Başkanları ‘harcama ve ihale yetkilisi’ sıfatını taşımaz”
Belediye başkanlarının mali yönetim sisteminde, “harcama ve ihale yetkilisi” sıfatını taşımadığını belirten İmamoğlu, müfettişlere sunduğu savunma dilekçesinde, “Harcama ve ihale yetkililerinin tanımı, görev yetki ve sorumlulukları, genel hüküm olarak ‘5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’ ile ‘4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda, özel hüküm olarak da ‘5393 sayılı Belediye Kanunu’nda düzenlenmiştir” beyanında bulundu. Söz konusu kanunların ilgili kanunlarına atıf yapılan dilekçede, şu ifadeler kullanıldı: “5018 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin (k) bendinde, kamu idaresi bütçesinde ödenek tahsis edilen ve harcama yetkisi bulunan birim, ‘harcama birimi’ olarak tanımlanmıştır. Kanun’un 31’inci maddesinde, bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisinin, ‘harcama yetkilisi’ olduğu ifade edilmiş, 32’nci maddesinde ise; bütçeden harcama yapılabilmesi harcama yetkilisinin, harcama talimatı vermesine bağlanmış, harcama talimatlarında da hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgilerin yer alacağı, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu kanun çerçevesinde yapmaları gereken işlemlerden harcama yetkililerinin sorumlu oldukları belirtilmiştir. 5018 sayılı Kanun’un 33’üncü maddesinde de giderin gerçekleştirilmesinin, harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin, harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesi ile tamamlanacağı hüküm altına alınmıştır.”
“Harcama yetkilisi, birimin yöneticisidir”
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca, bütçeden yapılacak harcamalarda sürecin, harcama talimatı ile başlayıp, hak sahibine ödeme yapılması ile son bulduğu bilgisinin paylaşıldığı dilekçede, “5018 sayılı Kanun’da, giderin yapılmasından ödeme aşamasına kadar tüm işlemlerin harcama yetkilisinin gözetim ve denetimi altında, onun emir ve talimatı ile yürütülmesi öngörüldüğünden, sorumluluk konusunda da ‘harcama yetkilisi’ ön plana çıkmaktadır. Kanunda harcama yetkilisinin, bütçeyle ödenek tahsis edilen her harcama biriminin en üst yöneticisi olarak tanımlanması, idari açıdan üst yöneticilere; hukuka uygunluk açısından da yetkili kılınmış mercilere hesap vermekle sorumlu olduğunu göstermektedir” denildi. 5018 sayılı Kanun’daki “harcama yetkilisi” ifadesiyle, bir program sorumlusuna ve statü hukukunda tanımlanan daire/birim amirine işaret edildiğine vurgu yapılan dilekçede, “Bu hükümler karşısında, bütçeden yapılacak harcamalar konusunda 5018 sayılı Kanunda öngörülen harcama sürecinde tek ve tam yetkili olan, giderin yapılmasına karar vermekten ödeme aşamasına kadar tüm işlemleri emir ve talimatı çerçevesinde yürüten ve maiyetindekileri ve onların eylem ve işlemlerini gözetmek ve denetlemekle yükümlü olan harcama yetkilisidir” ifadeleri kullanıldı.
“İhale yetkilisi, harcama yetkisine de sahiptir”
Dilekçede atıf yapılan bir diğer metin ise, “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu” oldu. Kamu İhale Kanunu’nda “ihale yetkilisi” tanımının açıkça yapıldığına dikkat çekilen dilekçede, şu görüşler yer aldı: “4734 sayılı Kanun’da ihale yetkilisi; ‘idarenin, ihale ve harcama yapma yetki ve sorumluluğuna sahip kişi veya kurulları ile usulüne uygun olarak yetki devri yapılmış görevlilerini ifade eder’ şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan, ihale yetkilisinin harcama yetkisine de sahip olduğu anlaşılmaktadır. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 63’üncü maddesinde de benzeri hükme yer verilmiştir. ‘Harcama yetkilisi’ başlıklı anılan maddede, belediye bütçesiyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisinin harcama yetkilisi olduğu yer almıştır.”
“Belediye Başkanlarının ihale iş ve işlemleri görevi yoktur”
“5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu” ile “5393 sayılı Belediye Kanunu”nda düzenlenen “harcama yetkilisİ”, “harcama yetkisi” ve “harcama talimatı” kavramlarının, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’ndaki “ihale yetkilisi” ve “yetkisi”ni de kapsadığının vurgulandığı dilekçede, şu vurgular yapıldı: “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki işlerde, ihale yetkilisi sıfatının, belediye başkanları tarafından kullanılma imkanının kalmadığı, dolayısıyla ihale yetkilisi sıfatının da harcama yetkilileri tarafından kullanıldığı, 01.01.2005 tarihinden sonra belediye başkanlarının harcama yetkilisi, 01.01.2003 tarihinden sonra da ihale yetkilisi olmadıkları, bu yetkilerin ve sorumlulukların belediyelerde birim amirlerine verildiği, hususları nazara alındığında, belediye başkanlarının ihale iş ve işlemleriyle ilgili konularda her hangi bir görevi bulunmamaktadır.”
Emsal Danıştay kararı
Benzer bir konuda, bir belediye başkanı hakkında verilen soruşturma izni kararına karşı yapılan itirazın, Danıştay Birinci Dairesi’nin E: 2020/22, K: 2020/132 sayılı kararıyla kabul edildiği bilgisinin paylaşıldığı dilekçede, “Açıklanan nedenlerle, yukarıda belirtilen Danıştay Birinci Daire kararı da nazara alındığında, bu karara konu eyleme benzer eylem (mali işlem) nedeniyle 5393 sayılı Kanun’un 63., 5018 sayılı Kanun’un 3., 8.,11.,31.,32.,33. maddeleri ile 4734 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında bir sorumluluğum bulunmamaktadır” ifadeleri kullanıldı. Söz konusu Danıştay kararının sonuç bölümü şu şekilde: “…….maddelerinden ilgiliye isnat edilen eylemlerle ilgili olarak, söz konusu ihalelere ait belgelerde imzası olmayan, belgelerin düzenlenmesine katkısı tespit edilmeyen ihalelerle ilgili süreçte talimat verildiğine ya da yönlendirmede bulunduğuna dair delil olmayan Belediye Başkanına söz konusu eylemler nedeniyle cezai sorumluluk yüklenemeyeceğinden bu nedenlerle ………….maddelerinden ilgiliye isnat edilen eylemlerin, hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, itirazın kabulüyle İçişleri Bakanının …../…./2019 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk.2019/….. sayılı kararının kaldırılmasına” 05.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.”