MHP lideri Devlet Bahçeli‘nin çıkışıyla başlayıp PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın terör örgütüne silah bırakma çağrısında bulunmasıyla son aşamaya gelen barış görüşmeleriyle ilgili gazeteci Cem Küçük bomba bir iddiada bulundu. CHP lideri Özgür Özel’in “Bir yılı aşkın süredir görüşüyorlardı” şeklindeki iddiasının asılsız olduğunu belirten Cem Küçük, “Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un bu süreçten haberinin olmadığını adım gibi biliyorum. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın ve MİT yetkililerinin bilmediğinden eminim” diye konuştu.
AK Parti’li isimlerden aldığı kulis bilgilerini TGRT Haber‘de yayınlanan Medya Kritik programında paylaşan Cem Küçük şöyle konuştu:

“ERDOĞAN VE AK PARTİ’DE TEMKİNLİ İYİMSERLİK VAR”
“Cumhurbaşkanımızı cumartesi akşamı şehit aileleriyle yaptığı konuşmada son derece temkinli gördüm. Temkinli iyimserlik AK Parti’de ve Cumhurbaşkanımızda devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan orada şart yok dedi, ya silah ya sivil siyaset kavramının altını çizdi. Eğer bir hile hurda yapıyorlarsa devletin demir balyozu kenarda bekliyor, kafalarına iner her an dedi. Öyle barış olacak, çok mutluymuş gibi havada değil yani Erdoğan. AK Partililer de öyle değil.
“BAKANLAR VE MİT’İN BİLE SÜREÇTEN HABERİ YOKTU”
Bugün AK Parti’den tanıdığım güvendiğim kişilerle konuştum. İletişim Başkanlığı ‘bu iş 1 yıldır biliniyordu, Yargıtay üyeleri, AYM üyeleri yeni bir anayasa ve af üzerinde çalıştı’ iddialarını yalanladı. Fahrettin Altun bana Cumhurbaşkanımızın bu konudan haberinin olmadığını söyleyen kişidir. Artık ortaya çıktığı için söylüyorum. Yani bu işi ‘Erdoğan başından beri biliyordu. Bir yıldır gidip geliyordu.’ sözlerinin hepsi palavra. Bunu diyen de öyle bir emin konuşuyorlar ki. Sanki MİT görevlileriyle, cumhurbaşkanlığındakilerle kahve içiyorlar, öyle bir anlatıyorlar ki, DEM Parti’lilerin dili de o. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un bu süreçten haberinin olmadığını adım gibi biliyorum. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın ve MİT yetkililerinin bilmediğinden eminim. Biliyorum, bilerek konuşuyorum. Bilse adam şaşırır mı? Bahçeli’nin 22 Ekim’deki çıkışını bilmiyorlardı.

SÜREÇ NASIL İŞLEDİ?
Şimdi bu adaya gidip gelme işi nedir, bunu da izah edeyim. 4 MİT görevlisi vardır. Bu işleri bilen, özel harekatta yetişmiş kişilerdir. Bunların içinde saha analizi yapmayı bilen isimler var. Giderler, Öcalan ile rutin görüşürler. Bazen doktor gider, durum değerlendirmesi yapılır. Bunlar MİT başkanına gelir, o da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunar. Arada onun ne dediğini birinin gerçekten bilme ihtimali yok. Bu MİT görevlilerinin dışarıda birilerine bilgi vermesi lazım. Hiç sanmam. Bunları normal bir insanın tanıma şansım yok. MİT’in üst düzey bazı yöneticileri tanınır. Kamuoyu tanımaz ama gazeteciler falan bazılarını tanır. Ama saha ajanını, rapor yazanları bilme şansımız yok. MİT görevlileri hiç tahmin etmeyeceğin kişilerdir. Aslında en son şüphe etmeyeceğin kişilerdir. Devlete, hükümete en çok sallayanlara bakacaksın. Öyle adamlardan seçilir.
“ÇÖZÜM OLACAKSA SÜREÇ DESTEKLENMELİ”
Süreç önemli, desteklemek gerekir. Şart olmayacaksa, af gelmeyecekse, terörist elebaşları sokaklarda gezmeyecekse, cezalarını çekeceklerse desteklenmeli. Tamam Murat Karayılan Irak’a gitsin, diğeri Norveç’e gitsin, hiç dokunmayalım. Alt kademe gelsin normal Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşasın. Tamam. Hakikaten çözüm olsa buna kimse itiraz etmez. Güneydoğu’da herkes bu süreci destekliyor, onu söyleyeyim. Ama AK Parti’lilerde böyle bir şey görmüyorum. Efkan Ala, Hayati Yazıcı temkinli konuşuyor. Dolayısıyla bu iş başarılı olursa buna kimse itiraz etmez ama Cumhurbaşkanı Erdoğan son derece itidalli yaklaşıyor. Erdoğan’daki, AK Parti’deki, devletteki hava temkinli iyimserlik. Evet güzel bir süreç, başarılı olsun, şart olmasın ama bu PKK’ya da ne kadar güvenilir emin değiliz.
“DEM PARTİ’LİLER VE PKK’LILAR ŞIMARDI”
Öte yandan DEM Parti’lilerin ve PKK’lıların biraz şımardığını düşünüyorum. Efendim işte Kürtçe anadil olsun, özerklik gelsin, yerel yönetimlerde şöyle olsun kısmına gelirse bu Türkiye’de olmaz. Neticede AK Parti ve Erdoğan’ın havasından memnunum. Hükümet yaza kadar PKK’nın silah bırakmasını bekler. Ama artık hükümetin Suriye’deki işi de Öcalan meselesini de geciktirmemesi lazım.”