Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi toplumsal yaşantıyı kendi ahlak kurallarına göre şekillendirmek isteyen iktidarın sanata, sanatçıya ve kültürel yaşama yönelik sansürcü, yasakçı ve baskıcı müdahalesi dozunu her geçen gün artırarak devam ettiğini belirterek, “Türkiye’de sadece son 4 ayda 16 konser ve festivalin iktidarın sözcüleri haline gelen idari makamlarca iptal edilmesi ve yasaklanması AKP’nin yaşam tarzına müdahalesinin yeni alanıdır” dedi.
CHP Kültür ve Sanattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi yaptığı yazılı açıklama ile 20 yıldır baskıcı ve yasakçı siyasetini toplumun her kademesine dayatan AKP iktidarının ve tek adam rejiminin kural tanımayan idare anlayışıyla birlikte açık şekilde anayasayı ihlal etmekte ve kutuplaşmayı derinleştirecek bir toplumsal çatışmayı örgütlemeye çalıştığını ifade etti.
Gamze Akkuş İlgezdi: Seçim yaklaşıyor baskı artıyor
“Seçim günü yaklaştıkça, sandık baskısı arttıkça yolun sonuna gelindiğini daha net biçimde idrak eden Adalet ve Kalkınma Partisi, ülkenin tüm ilerici, aydınlanmacı ve demokrasiden yana olan dinamiklerine karşı politik bir saldırı başlatmıştır” diyen CHP’li Akkuş İlgezdi, iktidarın geçimini kültür sanat endüstrisinden sağlayan yüzbinlerce emekçiyi ve bakmakla yükümlü oldukları ailelerini yoklukla imtihan ettiğini, yoksulluğa mahkûm ettiğini bunun da zulmün, işkencenin ve adaletsizliğin ta kendisi olduğunu kaydetti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi yazılı açıklamasında şu hususlara dikkat çekti;
“Bu yasaklarla ülkenin kültürel çoğulcu yapısı, cinsiyet eşitliği ve gençlik kültürü de yok ediliyor. Zira yasaklanan her konser, iptal edilen her festival, yasadışı ilan edilen her tiyatro gösteri yaşam tarzına en açık, en sert müdahaledir.
FETÖ’nün devletin kılcal damarlarına sızdığı günlerde imzasız ihbarlarla başlatılan kumpas davaları gibi, bugün de toplumda karşılığı bulunmayan sözde dernek, vakıf ve cemaatler aracılığıyla laikliğe karşı topyekûn bir kalkışma başlatılmıştır.
Hiçbir temeli olmayan, gerçek dışı iddialar üzerinden gençlerimize dayatılan iptal ve yasak kararlarıyla ülkede siyaseti kendi ahlak normlarına göre dizayn etmeye çalışanlara ve krizleri kışkırtmak isteyenlere son kez sesleniyoruz:
Siyasi hegemonyanızı inşa edebilmek için ülkeyi yarı açık cezaevine çevirdiniz. Şimdi kültürel hegemonyanızı inşa edebilmek için Türkiye’yi ortaçağ karanlığına taşımaya çalışıyorsunuz ve ülkenin çimentosu olan laikliğe karşı cephe alıyorsunuz.
Biz biliyoruz ki, gecenin en karanlık anı şafak sökmeden önceki andır. Her karanlığın ardından aydınlık gelir; her gecenin ardından güneş doğar.
Biz; bu tekçi siyasete, yasak zihniyetine teslim olmayacağız. İktidardan güç alan gerici zihniyetin karanlığını, örgütlü gücümüzle; sanatçılarımızla, gençlerimizle, dayanışmayla, omuz omuza yırtıp atacağız.
Sizler ise geçmişte İktidar uğruna baskı politikalarından ve yasaklardan medet umanlar gibi tarihin tozlu raflarında unutulup gideceksiniz. Umuda düşman olduğunuz, aydınlığa savaş açtığınız ve suyun akışını değiştirmeye çalıştığınız için halkımızın her geçen gün büyüyen coşkun seli karşısında bertaraf olacaksınız.
Bakın gençlerin sesine kulak verin; onlar hep bir ağızdan, “Güneş bizimle doğar, Yağmur bizimle yağar, bizimle coşar deniz, Ateş bizimle yanar, Biz Atatürk gençleriyiz, bizimle yükselecek Atatürk Türkiye’si” diyorlar.
Siz ne yaparsanız yapın, vaktiniz doldu. Gidiyorsunuz”.