‘Sevan Nişanyan kimdir?’ sorusunun cevabı merak konusu oldu. Türkiye’de hapisten firar edip Yunanistan’a kaçan ancak oradan da deport edileceği belirtilen Sevan Nişanyan yeniden gündeme geldi. Peki Sevan Nişanyan kimdir, nereli, kaç yaşında, ne iş yapıyor? Sevan Nişanyan neden tutuklandı? FETÖ kumpaslarının sözcülüğünü yapan Taraf gazetesinde yazılar yazan, yine FETÖ’nün yayın organı Nokta dergisinin kapağı için küvette soyunup bir elinde ‘içki’ tutup diğeriyle ayıplı hareket yaparak poz veren, Hz. Muhammed ve Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden, bir eşinin başından aşağı kavanozla dışkı döken, diğer eşi tarafından şiddet uyguladığı gerekçesiyle terk edilen, Türkiye Cumhuriyeti hakkında hakaret içerikli paylaşımlarda bulunan turizmci ve yazar Sevan Nişanyan hakkındaki tüm ayrıntılar haberimizde…
14 Temmuz 2017 yılında tutuklu bulunduğu Aydın’daki açık cezaevinden “Kuş uçtu. Darısı geride kalan 80 milyonun başına” sözleriyle firar ettiğini duyuran Sevan Nişanyan, firar ettiği Yunanistan’da “istenmeyen kişi” ilan edilmişti. Nişanyan’ın eşi İra Tzourou, sosyal medyadan yaptığı açıklamada eşi için deport kararı alındığını ve Türkiye’ye teslim edilebileceğini duyurdu.
FETÖ’den kapatılan Taraf gazetesinin eski yazarı Sevan Nişanyan tutuklandı. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Nişanyan’ın eşi İra Tzourou, “Yunanistan Ermenistan vatandaşı Sevan Nişanyan’ı Türkiye’ye deport etme kararı almak üzere” dedi.
Nişanyan’ın oturum yenileme başvurusunun bir Yunan vatandaşıyla evli olmasını rağmen 29 Aralık’ta reddedildiğini aktaran Tzourou, “Yunanistan makamları, Sevan Nişanyan’ı 30 Aralık günü kibar bir hile ile karakola kendi arzusu ile götürüp, 1 saat beklettikten sonra oturumunun bir gün önce bitmesi nedeni ile tutukladı” ifadelerini kullandı.
Nişanyan’ın pazartesi günü adliyeye götürüleceğini belirten İra Tzourou, “Pazartesi günü sevk edileceği Siros Adliyesinde hâkim karşısında ülkeden deport etme kararı çıkacak. Hangi ülkeye deport edileceği hâkimin kararı ile belli olacak.
HAYATI SKANDALLARLA DOLU
Sevan Nişanyan, daha önce Hz. Muhammed’e düzenbaz ve dolandırıcı, Mustafa Kemal Atatürk’e ise pislik dediği için tepkilerin hedefi olmuştu.
Bunun yanında Elazığ depreminden sonra attığı tweetlerle yine tepki çekmişti. Nişanyan o paylaşımında şöyle demişti:
“Elazığ Türkiye’nin en bağnaz, en cahil, en paranoyak, cinsel saplantılı, maddi ve manevi tecavüz kültürü gelişkin kentidir. Gasp edilmiş emlak üzerine kuruludur. İnkar edilmiş kimliklerden örülü bir hapishanedir. İdolü Mehmet Ağar‘dır. Elazığlıların ve onları savunanların yeryüzünden topluca silinmesi, Elazığlıların kendileri dahil, tüm insanlık için hayırlı olacaktır.”
Sevan Nişanyan, eski eşi Müjde Hanım’ın üzerine dışkı dolu kavanozu boşaltması nedeniyle kamuoyunda günlerce tartışma konusu olmuştu. (Dışkıyla ilgili eski eşinin sözleri haberin alt kısımlarında mevcuttur.)
SEVAN NİŞANYAN KİMDİR?
Yazar ve turizmci Sevan Nişanyan, 1956 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Aslen Ermeni asıllıdır ve ateist olarak bilinmektedir. Orta öğrenimini Işık Lisesi ve Robert Lisesi’nde tamamlayan Sevan Nişanyan, 1974’te ABD’ye giderek Yale Üniversitesi ve Columbia Üniversitesinde tarih, felsefe ve Güney Amerika Siyasi Sistemleri üzerine eğitim aldı.
Sevan Nişanyan, 1984-1985 yıllarında Commodore 64 adlı kişisel bilgisayarı (PC) Türkiye’ye getiren firmanın kurucusu ve yöneticisi oldu. Bilgisayar programcılığı ile ilgilendi, çeşitli konuşma ve konferanslara katıldı.Türkiye’nin ilk popüler bilgisayar dergisi olan Commodore’u kurup orada Baytan Bitirmez müstear ismiyle yazılar yazdı.
Sevan Nişanyan, çeşitli İngiliz ve Uzakdoğu yayınevleri için seyahat kitapları kaleme aldı. 1998 yılında “Küçük Oteller Kitabı” adlı kitabı ilk kez yayımladı. Türk turizmine kitle turizmi dışında yeni bir yön kazandırma çabası olarak görülebilecek “Küçük Oteller Kitabı”‘nı her sene yenileyerek bir referans kitabı haline geldi.
1995 yılında eşi Müjde Nişanyan ile birlikte İzmir’in Selçuk ilçesinin Şirince köyüne yerleşen Sevan Nişanyan, bu köyde geleneksel mimari dokuyu korumak ve canlandırmak için yaptığı çalışmalarla tanındı. Eski köy evlerini geleneksel tarzda onararak oluşturduğu Nişanyan Evleri adlı otel 1999’da işletmeye girdi. Sevan Nişanyan, Şirince’de yıkılmakta olan evleri resmi izin olmadan restore ettiği gerekçesiyle 2001 yılında 2863 sayılı yasa kapsamında 10 ay hapis cezası aldı.
Bu dönemde Türkçenin etimolojisi üzerine ilk kapsamlı bilimsel çalışma olan “Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü” adlı çalışmasını tamamladı; aynı sözlüğün popüler bir özeti olan “Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı” adlı kitabı yayımlandı.
Sevan Nişanyan, 2004’te İnsan Hakları Derneği tarafından verilen Ayşenur Zarakolu Özgür Düşünce Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgeleri hakkında resmî görüşün verilerini sorgulayan “Ankara’nın Doğusundaki Türkiye” adlı gezi rehberi 2006’da yayımlandı.
Sevan Nişanyan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemine ilişkin eleştirel görüşlere yer veren “Yanlış Cumhuriyet: Atatürk ve Kemalizm Üzerine 51 Soru” adlı kitabı 2008’de basıldı. “Sözlerin Soyağacı”‘nın geniş ölçüde gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni versiyonu da aynı tarihte piyasaya sunuldu.
Sevan Nişanyan, Agos gazetesindeki köşe yazarlığının yanı sıra, 29 Ekim 2008 ve 14 Aralık 2009 tarihleri arasında Taraf gazetesinde “Kelimebaz” adıyla dile ilişkin köşe yazıları yazdı. Bu yazıları iki ayrı kitapta toplanarak “Kelimabaz – 1” ve “Kelimebaz – 2” isimleriyle yayımlandı.
2009’dan itibaren Anadolu yer adlarına ilişkin geniş kapsamlı bir çalışma başlatan Sevan Nişanyan, ilk ürünleri 2010’da piyasaya çıkan “Adını Unutan Ülke: Türkiye’de Adı Değiştirilen Yerler Sözlüğü” adlı kitapta ve Index Anatolicus web sitesinde yayımlandı.
2008 yılında eşi Müjde’den ayrılan Sevan Nişanyan’ın bu evlilikten 3 çocuğu vardır.

SEVAN NİŞANYAN, ESKİ EŞİ MÜJDE HANIM’IN ÜZERİNE DIŞKI FIRLATTI
Sevan Nişanyan’ın üzerine dışkı attığı eski eşi Müjde Tönbekici, sorunlu evliliğini ve Sevan Nişanyan’ın nasıl biri olduğunu Hürriyet’ten Ayşe Arman’a anlatmıştı. İşte o röportajın bir bölümü:
“1962 doğumluyum. Çocukluğum İsviçre’de geçti. Babam, Bursa Kemalpaşa’da bir eşraf ailesinin son çocuğu olarak dünyaya geliyor. Tabii son çocuk olmak kolay değil, herhangi bir mal- mülk kalmıyor. O da “Bari bir araba sahibi olayım, İsviçre’de iki üç yıl kalır sonra dönerim” diyor, 40 yıl kalıyor. Annem de Bursalı bir ailenin kızı. Çok uzaktan akraba evliliği. Almış annemi gitmiş. Aralarında aşk yok.
Anneciğim en küçük oğlumun doğumundan 20 gün önce öldü. Yani çok tuhaf, evlilikleri hiçbir zaman noktalanmadı. Babam hálá yaşıyor. Ama benim babamla bağım kopuk. Hayatımda çok büyük bir hata yaptım. Babama göre tabii. Uzun saçlı, küpeli bir adamla evlendim. Babam da beni hiçbir zaman affetmedi.
Sevan’la Kuzguncuk’ta tanıştık. Amerika’dan gelmişti, ortak bir arkadaşımız tanıştırdı. 47 model bir jipim ve kızıl saçlarım vardı. Beni görünce “Bu kadında iş var” demiş, birkaç gün sonra da ‘Evlenelim’ dedi. Ben hayat boyu dostluk sürdürebileceğim adamı bulmuştum. Bundan daha önemli ne olabilir? Aşk, seks benim için ikincil şeylerdi.
(Soru: İyi de nesine vuruldunuz, çarpıldınız, tutuldunuz?) Olağanüstü bir hatiptir mesela. 198’inci kez aynı şeyi anlatsa da her seferinde aynı keyifle, aynı zevkle sanki ilk kez duyuyormuşum gibi dinlerim. Felsefe bilir, matematik bilir, siyaset bilir, satranç bilir, 6 dil bilir, müzik bilir, resim bilir. Müthiş bir adamdır, derin bir adamdır. Beni etkileyen canlılığı. Olayları şablonlar dışında görebilmesi, değerlendirmesi.
Yeni tanıştığımızda Latince bildiğini öğrendim, dalga geçiyor zannettim, gittim Latince Deyimler Sözlüğü aldım, bazı deyimlerin anlamını sordum, hakikaten biliyordu, bunlar da etkiledi beni. Çok çok büyük bir enerjisi vardır Sevan’ın. Bu enerjiyi pozitif kullandığında, Şirince’de olduğu gibi muhteşem bir dünya yaratabilir. Ama negatif kullandığında, yandınız, dehşetengiz bir tahribat gücü vardır. Ortalığı yakar yıkar. Bu gücü karşısında hep irkildim.
Sadece evlenmeye değil, çocuk yapmaya da ikna etti. Benim bir özelliğim de biraz saf olmam. ‘Sen güzel ve sağlıklı bir kadınsın, harika çocuklarımız olur’ dedi. ‘Tamam o zaman yapalım’ dedim. Birlikte seyahatlere de çıktık. Onunla birlikte seyahat etmek de olağanüstüdür. Ansiklopedinizi sürekli yanınızda taşırsınız, Sri Lanka’da da İtalya’da da size hep anlatacak bir şeyleri vardır. Ben eski kocamla Pink Floyd ve rock dinlerdim, Sevan’la klasik müziğin en derinliklerine inebilme şansım oldu. Donizetti ve Bach’ın dünyasına girdik. Bir ara, ‘Bach gibi 12 çocuk yapalım!’ diye tutturdu, bütün dehalar gibi tohumlarını saçmak istiyordu, Allah’tan biz 3’te kaldık.
(Soru: Tamam dehasını anladık… Nasıl bir eş, nasıl bir baba? Ne kadar şefkatli, sorumluluk sahibi…) Ha işte onlar yok. Sevan, dünya liderliğine oynayabilecek kudrette bir insan. Böyle insanlar çocuk-mocuk yapmamalı, aile filan kurmamalı. Onlar bilgilerini, fikrî zenginliklerini, teorilerini, derin izahlarını kitlelerle paylaşmalı. Çünkü aile – çocuk, onlar için çok ikincil yani sıradan olaylar. Sevan için de öyleydi. Ben hep onun sağduyusu, freni olmak zorunda kaldım.
Sevan, hayatını kolaylaştıracak insanlar ister. Ben de o konuda iyiydim. Bila ücret 15 saat çalışan, çocuklarına düzgün annelik yapan, yorulmayan, başı ağrımayan, migreni olmayan, adet ağrısı çekmeyen, hiç hastalanmayan bir kadın. Az buçuk da kültürlü. Şikayet etmez, kapris yapmaz, bir de azla yetinir. Kim istemez? Hakikaten öyleyim. Berbere gitmem, kıyafet almam, araba tutkum yoktur, gezdirilmek istemem. Azla yetinirim. Az yerim.
Biz yatakları filan da ayırmıştık zaten. Ben yeni bir yaşam modeli üzerine kafa yoruyordum. Tamam evliliğimiz eskidi, bayatladı, konuşacak mevzumuz kalmadı ama işimiz ortak ve dünya güzeli üç çocuğumuz var, o zaman evleri ayıralım, işi ortak yürütelim, çocuklar istediklerinde annede istediklerinde babada olsunlar.
(Soru: E peki bu son hadise -dışkı olayı- ne münasebetle yaşandı? Bütün bu patırtının sebebi başka bir kadın olabilir mi?) Kuşkusuz Sevan farklı farklı renkler arıyordu, her alanda aradığı gibi. Arsız bir iştahı vardır çünkü. Yemek yerken önündeki ekmekle kavga eden bir adam. Onun için bu farklı renk arayışlarının içinde farklı sesler, farklı kokular ve farklı bedenler de aramak istemiş olabilir.
(Soru: Tamam, o size korkunç bir şey yaptı, peki siz ona ne yaptınız da o böyle davrandı?) Anlatması kolay değil. Bizimki nefret-aşkı. Almancası Hassliebe. Böyle bir kalıp içinde her şey yaşanabilir. Bu ayrılık sürecinde bir araya gelip konuşuyoruz, geçenlerde de konuştuk, “Kimse bana senin kadar acı çektirmedi hayatta” dedi. Benden hem nefret ediyor hem de seviyor. Biz bu iki duygu arasında gittik geldik, bazen biri ağır bastı, bazen diğeri…
Üzerine konuşulmayacak kadar korkunç bir hadise. Taammüden yapılmış bir şey. Düşünülmüş, tasarlanmış. Ama iki insanın ilişkisinde her şey olabilir. Her ne kadar bu gerçekten büyük bir iğrençlik olsa da. Geçen gün Sevan bana ‘Aynı şeyi sen yapmış olabilirdin, sence benim tepkim böyle mi olurdu?’ dedi. Ona yapılsa çok ironik ve komik bulurmuş, güler geçermiş. Hatta ‘Vayyyy amma güzel numara, iyi planlamışsın!’ dermiş. Ben de döndüm dedim ki, ‘Böyle bir şey ben sana yapsaydım, sen beni silahla kovalardın Sevan!’
Bu olayda bana en çok koyan gazetelere düşmek! Çok utandım! Küçücük bir kasabada yaşıyoruz. Benim ailem filan yok ki burada, muhtemelen o anda jandarmayı koruyucu baba olarak gördüm, ondan aradım. Bir dahaki sefere daha detaylı bir şey yapacak olursa ‘Neden bizi aramadılar’ demesinler diye hemen telefon ettim ve gelip fotoğraf çekmelerini, zabıt tutmalarını istedim.“
Röportajın devamını okumak için tıklayınız.

İKİNCİ EŞİNDEN DE AYRILIP 3. KEZ EVLENDİ
28 yaşındaki Aynur Deniz Nişanyan’la evlendi. Ancak iddiaya göre Sevan Nişanyan, Almanya’da üniversite eğitimi gören Aynur Deniz Nişanyan’ın sınavlar için bu ülkeye gitmesine izin vermeyince çift arasında kavgalar başladı. Bunun üzerine Aynur Deniz Nişanyan bir süre önce evi terk etti. Geri dönmeye ikna ettiği eşiyle 2 hafta önce yine tartışan Sevan Nişanyan, iddiaya göre ikinci çocuğuna hamile olan genç kadına şiddet uyguladı.
Eşinin kendisini dövdüğünü ve burnuna yumruk attığını öne sürerek jandarmaya başvuran ve şikâyetçi olan Aynur Deniz Nişanyan çocuğuyla birlikte evi terk etti. Ardından avukatı Kübra Türkoğlu aracılığıyla İzmir 12. Aile Mahkemesi’ne başvurarak boşanma davası açtı. Bu arada yeniden savcılığa ve jandarmaya başvuran Aynur Deniz Nişanyan, şikâyetini geri çekti.
Davanın ilk duruşmasında taraflar anlaşarak boşandı. Anlaşma uyarınca da çiftin müşterek çocukları Anahit Nişanyan’ın velayeti, ikinci çocuğuna 7 aylık hamile olan Aynur Deniz Nişanyan’a verildi. Buna karşılık herhangi bir nafaka ya da tazminat talebinde bulunmayan Aynur Deniz Nişanyan, dava biter bitmez Almanya’daki ailesinin yanına döndü. Dayak iddialarını reddeden Sevan Nişanyan olay günü aile içi bir tartışma yaşadıklarını ancak eşine vurmadığını iddia etmişti.
Şimdilerde ise Ira Tzourou ile evlidir.